Bugün | 24 | |
Bu Ay | 6958 | |
Toplam Ziyaretçi Sayısı | 547712 |
Aydın ALP tarafından yazıldı. Pazartesi, 16 Eylül 2013 12:16
eylül ortasına doğruydu, ıssızdı insanlık
—derin bir sessizliğe üşüşüyordu zulüm—
şoka direndi yüreğim, vurulu serçe
duyanım yoktu
yıkılırdı dünya, taşıyamazdı başım düşerdi
onu yitirdiğim ilk günler, hep uyurdum
yokluğu kanatırdı içimi, kımıldamaz uyurdum
diretirdim, göz kapaklarım açılmak bilmezdi
uykuydu rüya kavalyeli, onu bana getiren
gerçeğin katılığı çözülürdü ve görünürdü
sözcüklerim pervaneler, havalanırdı ona
sözü mutluluk alırdı, mutluluk konuşurdu
yüreklere yazdı bakışlarımız, yanardık
o iri gözleri gömülürdü bağrıma
ıslak dudaklarımız karışırdı, doymaz içerdi
sevişirdik, silerdi zamanı aşkımız
çocuksuluğumu kışkırtan, öyle sevimli kılan
ele avuca gelmezliğim
yüreğimin çarkını uçuran bengi sularım
gülüşü katardı beni dünyaya
------------------------------------------------
hantal kaplumbağaları bile severdik
kurbağaların haline kırılırdık kahkahalardan
hiç hayat ertelenmezdi, kavuşurken ellerimiz
duyarlılığın giderek arttığı bir ivmeyle düşlere
yıkılırdı dünya, taşıyamazdı başım, düşerdi
onu yitirdiğim ilk günler hep uyurdum
yokluğuyla yaralı, kımıldamaz uyurdum
diretirdim, göz kapaklarım açılmak bilmezdi.
kapılar kilitliydi
nasıl oldu bilmedim
gün ışığı gezindi solgun yüzümde
aralandı kirpiklerim
gözlerimin nemiyle havalandıran içimi
korkunç güzel bir sabahtı, korkunç hüzünlü
attım kendimi sokaklara, bir ölü
kimseyi görmez
ne çok gezdim
bilmedim…
yapayalnızdım
yapayalnız sanırdım kendimi
sokaklar uyardı beynimi, iniltileriyle sarsan
dağıldı bedenimi uyuşturan düşlerin sisi
------------------------------------------------
çocuklar bile el ele dolaşamazlardı,suskundu kentler
insanlar gördüm aylak
tedirgin
ve sersem
insanlar gördüm uyurgezer, benden beter
kaçırırlardı gözlerini, acıya dizilirdim
merhabaları yoktu, ama niye yoktu
gözleri doluydu, dokunsan boşanacak
tüyler ürperticiydi, boşluğa asılıydık
sesimiz çıkmıyordu, çıktı mı ulaşmıyor
ulaşılacak o yer çok mu uzaklardaydı
acıdır, kazılıdır varlığımızda, imzası vardır
darbeler zakkumudur yalnızlığımız
korkudur duvarlarımız, yılgınlıktan örülü aramıza
bir araya gelirsek, dayanamayan yıkılan
çıkarmalı yüreklerimizi alanlara yığmalı
aşkların ateşiyle güzelce bir yakmalı
kıvamına geldi mi yerlerine bırakmalı
dönüştürür soğukluğumuzu,inanın
aşktır bu, yanmak gerektirir, ateşle oynamak
bilirsiniz cehennemin kışı yoktur
…………………………………..
…………………………………..
püskürürken öncüler
gökyüzü gülüşlü güne
tarih doktorasını yapan bir şairin
gözlemi eklendi öykümüze
sokaklardaki ölüler, sokaklarda dirildi
açlık kemirdi, acı saldırdı
ölümün gözleri çoklarını aldı
ve derken koptu, beklenen kıyamet
sokaklardaki ölüler,sokaklarda dirildi
yıllanmış tazem
yıldız benekli kürem
yusyuvarlağım
sevgilim hey
gülüşümüz vuruyor yüzüne
katmer açan güller serpiyorsun
omuz omuza yüreklerin güzelliğine