Developed by JoomVision.com

Aydın ALP Aydın ALP

4) Yer Altına Çekilmiş Bir Tarihin Sesi

PDFYazdıre-Posta

hiçbir adım izi yoktu çıktığımız yollarda
sadece tel örgüler ve mayın tarlaları
ve yakılan beş yüz kürt çocuğun çığlıkları
donup kalmıştı amudê’yle aramızda
imkânsızdı yankılanmaması kulaklarımızda

zeynel abidin camisi de hüzünlü duruyordu
yanıbaşlarında mor yakup
torbalar dolusu kemikler
ve yağmalanmış mezarlığıyla acılar içinde
ve danyal’dı bir başına bekleyeni
katliamlardan artakalan esmer genç
nusaybin’in tek süryanisi
varsay ki papatyalar içinde bir gelincik
üstelik gülüşünü yitirmemişti

---------:---------------:----------------

midyat’ta da mor gabriel taş kesilmişti
mardin’deki derul zafaran misali
hem suların sevdalısı hasankeyf bir de
suların altında kalacak gibi
ve melik dara ve anastasya
çığlıkların donup kaldığı kayalar silsilesi
bir tarih çekilmiş yer altına
sarnıçlar ve baş döndürücü kuleler
yer altı zindanları ve tapınaklar
köprüler ve su kemerleri
ve yankılanan çığlıklar halinde kaleler
zamana karşı halen de savunmada
saklı defineleri ve ürkütücü labirentleri
dara-anastasyapolis taş kesilmişti

bulutlar göğü nasıl kaplarsa
kederler de yüreğimi öyle…

---------:---------------:----------------

oysa melik dara ve anastasya yılları
aşkın göze alındığı zamanlardı
ölümün göze alındığı zamanlar
dicle ve fırat arası
güneşin parladığı muhteşem diyarlardı
yaşamın bile karartılabildiği ürpertici diyarlar
peygamberler ve imparatorlar boy gösterirdi
arslanlar kükredi, leoparlar ve parslar
kartallar ve şahinler havalanırdı
ve mavi gökte turnalar
keklikler ve dağkeçileri sekerdi
ve yeşil dağlarda ceylanlar
dara-anastasyapolis’te
koridorlarda fısıltılar dolaşırdı
zindanlarda çığlıklar yankılanırdı
tapınaklarda ağır ve kutsal sözler
tarihin gözlerinin fal taşı gibi açıldığı zamanlardı
eski uygarlıklar tanığıydı bu zamanların
dara…dara
dünya zindan olmuş şimdi toprak altında
dünya kapkara

---------:---------------:----------------

cinler ovasından geçtik
kutsal kitaplarda bile sözü edilir
cinlerden gelir bu bölgenin ahalisi
antik kent dara gerilerde kalmıştı
antik kent dara büyülemişti bizi

kavurucu bir serüven sürüyordu
yukarılardan aşağılara hor bakan kelê
ve yakılmış köyler
dağlara tünemiş hayaletler halinde
ve sanki çöl ortasında birden bir vaha
güzelim awa sıpi
her nasılsa kutuplardan getirilmiş
buzların apak çözeltisi

---------:---------------:----------------

ve tahir
rebap çalan karayağız kürt çingenesi
epopelerini seslendiriyordu mezopotamya’nın
sularda yaralı bir ses yankılanıyordu
kavaklar hışırtısında
ceviz ağaçları ve incir ağaçları sesinde
saçları ıslak salkım söğütleri sesinde bir ses
ağaçlardaki kuşlar duyuyordu
arılar ve böcekler duyuyordu
uçuşan kelebekler de dahil
sudaki balıklar bile anlıyordu
insanlar anlamıyordu
tıpkı dara gibi taş kesilmiştik
cinler çarpmıştı bizi
biz anlamıyorduk

ismail abinin yüreği elinde mendil
enver ve kamuran’la halay çekiyordu
doktor ömer ve eşi nurcan tempo tutuyordu
rıdvan’ın da ağzı kulaklarında
ben günü demliyordum

sularda yaralı bir ses yankılanıyordu
yeraltına çekilmiş bir tarihin sesi
biz anlamıyorduk
cinler anlıyordu

Green Blue Orange Back to Top