Developed by JoomVision.com

Aydın ALP Aydın ALP

1) Martıların Hazar’ı

PDFYazdıre-Posta

dalgalar yakamozları vuruyordu kıyıya
adnan yalnız ve yalnız kendisinin bildiği bir danstaydı
ben yıldızların belirişini izliyordum gökte
demek ki akşam
kendini anlatamayanlara ay doğuyordu
ay kendini anlatabilenlere de görünüyordu
ibo pis pis uyuyordu
elindeki şarap şişesi cesetleriyle gölde yıldız avlıyordu memet
yeşil gözlü memet üstelik yeşil yıldızlar arıyordu
ben ikide bir "hey" diye bağırıyordum
çünkü ay beni kışkırtıyordu
cırcır böcekleri de habire çocukluğumu düşürüyorlardı aklıma
o muhteşem estiğim, kızgın mavi günleri...

--------------:-----------------:------------------:--------------

sonra içimizde en ayık olan zeki’nin önerisine uyduk
başladık van gogh'un kesik kulağını aramaya hazar'da
sular sır vermiyordu
mehtabın gözyaşları çiseliyordu üzerimize
halimize gülüyor muydu, ağlıyor muydu bilmiyorum
biz ne van gogh'un kesik kulağını bulabildik sularda
ne de gasp edilen en güzel on yılımızı
cırcır böceklerinin serenatı sürüyordu...

gölün hışımla açılan yelpazeleriyle irkildik
hazar'ı kızdırmış mıydık ne
rüzgârları  keskin ıslıklarla işliyordu içimize
çiçekçi aydın’ın hele kolları kanatlanıyordu titremekten
biz ayaklarından tutup havalanmasını önlüyorduk
ibo' nun rüyasında bile kesmeyi sürdürdüğü bıyıkları savruluyordu
gariban ibo, kristal şarkılarının içinde ezik uyuyordu
adnan, yalnız kendisinin bildiği dansı sürdürüyordu  ve yalnız
ben ikide bir “hey” diye bağırıyordum
acayip memet adına da ,o deli şair tel örgülerine nasıl katlanıyor
remzi adına da, sahi avusturya’da dağlar var mıdır
ramazanoviç  heeeyy
getirdiğin cinler tılsımını yitirdi
bizi uzak düşlere götüremez artık
ve unutmak adına dilimde eski bir şarkı
"öyle sarhoş olsam ki…″

--------------:-----------------:------------------:--------------

ben bilerek hiç ″of ″ çekmiyordum, dağlar yıkılmasın
roma’yı yakmış neron'a dönerdik, kazara o anda bir deprem olsa
her yer allak bullak olurken bizi kahkahalarımız sarsardı…

ay yaşaran gözlerini üzerimize dikmişti
martıların hazar'ı da yakamozlarını vuruyordu kıyıya
biz geceyi mi tüketiyorduk
hayatı mı
kendimizi mi
bilmiyorum
cırcır böcekleri serenatlarını sürdürüyordu temmuza
belki amadeus’un kemiklerini sızlatan
ama şairlerin mutlak yüreğini burkan bir sesle söylüyordum
'öyle sarhoş olsam ki...'

--------------:-----------------:------------------:--------------

yıldızlar ve hazar baskındı
gecenin yumuşak göğsüne sokuldular arkadaşlar
fantazya  dördümüz de ağlamaklı duruyordu gökyüzünde
dostumuz suların çirkin prensi de sarayına çekilmişti
cırcır böceklerinki bir bitmez çingene düğünü...

insanların sonsuz uykusuna tanık olan göl
seni ben uyuttum bu gece
ritmik horlayışını dinledim sabaha dek
sigaramın ucundaki yıldız sönmek bilmedi
gözlerim alev alev, baş ucunda bekledim
martılarının da balıklarının da haberi yoktu
acılar ülkesinin hazar'ı ey
bir şair kıyında hüznünden ölüyor
gamsız hazar, ruhsuz hazar
sudan başka nesin ki sen
yıldızların bile küskün duruyor...

ay kayboluyordu ve artık güneş
bizi bir başka güne savuruyordu...

Green Blue Orange Back to Top