Developed by JoomVision.com

Aydın ALP Aydın ALP

10) Ruhlar Mahşeri…

PDFYazdıre-Posta

uzaklarda bir tren ağlıyor gecede
ay rüzgârlı bir mendil ve esirgeniyor
göğsü kabarık bir ırmak iç çekiyor
dağların başı ellerinin arasında
hayat gafil avlanmış, ölüm acar
hıçkırıklar  bir düğüm boğazlarda
hangi iblisin sihridir  bu böyle
insanların taş kesildiği bir ülke
ah
habersiz
kalbin
kapısını ölüme açan uyku
yumuşaklığına aldanmaktan başka ne yapılır
mehtaplı sularına gömülmekten başka ne
sonra benzi atan bir gül gibi
bakarsın ölüm çekilir içinden…

---------------:--------------:----------------

bir kehânet gibi çıkıyor bu sözler ağzımdan:
kahramanların adak olduğu yollarda
taşlanan aşklara siper olmak
bir büyük suçtur ve erdem
adam olmak risklidir her zaman
"hevalno  hoooo″
bir bize kalmış inkâr edilmek
aynı topraklarda ayrı kılınmak bir bize
şarkılarımız ki buluşamamış notalar sürüsü
gözlerin yumuşak martıları, yanaklardan süzülür
aynı çağı yaşadığımız koca bir yalan
her coğrafyada ayrı bir takvim
yüz yüze olduğumuz mevsimler ayrı ayrı...

ben nerden başladıysam, ordan sürdürüyorum
ölçüye sığmayan özgürlük
hüzün hep yanı başımızda, ben onu söylüyorum
ey kendim kadar acılı bildiğim dicle
cesetlerimizi  nerelere sürükledin, ıslak ellerinle
kuytularda... bir yerlerde
bakışlarını bileyen gözler  mi var
eteklerinde böyle yalnayak
böyle tutuşmamızın sebebi derin
ah, dicle
bize hayat veren yâr
gözyaşları seli yurdumun
ölümü de cana yakın kıldılar…

---------------:--------------:----------------

eminim ecel de isteksiz
onu kıskandıracak kahkahalar yok artık
ölüm yerli yersiz...

ben şimdi
soluk bir mavinin gerçeğini söylüyorum
insanlar gök soylu sanmayıp dursun
bir kitap olmamız gerekirken
ve halen de aymaz
sayfa sayfa...

---------------:--------------:----------------

uzaklarda kuşlar ölüyor gecede
ay fena solgun ve çok yukarılarda
belki de bundan görülmüyor halepçe
gözleri önünde  dünyanın
o olmayan
vicdanına gömülüyor...

artık cesetler kentidir halepçe
hayaletler kenti
mahşeri ruhu sinmiş taşlarına
sokaklarında dolaşıyor
o amansız ruhu
öç almadan yatışmayan…

akıl kalıyorsa adidir
analar kanatarak çökerttiler göğüslerini
artık hayaletler kentidir halepçe
en güzel aşkların sanki hiç yaşanmadığı
çocukların gülüşmediği
kuşların süzülmediği
lanetli bir kenttir artık...

bir daha göremeyeceklerim
bir daha göremeyeceklerim
bir daha göremeyeceklerim
görülmeye değer ne kalıyor ki…

---------------:--------------:----------------

uzaklarda farlar kararıyor gecede
gökte tılsımını yitirmiş bulutlar göçüyor
gözlerim elektrik kıvılcımları yüklü
gül yağmuru bereketli gözlerim
sulara ölümsüz çağrılı
içmeden bulut gibiyim
bakın işte
ölüm sancağıyla bir devlet
çapulcu ve dağlarda
kahrolsun...

hey, otağını kurmuş ölüm
bütün haşmetiyle ülkeme kurulmuş ölüm
git, çalı diplerini tara
kalbinden rahatsız kuşları korkut
ölüm, sen değil yedi boğumlu bir devlet
yedi bin boğumlu bin devlet de olsan
kinimiz senden büyük
bütün zehirli boğumlarınla
koparılıp atılacaksın halka halka…

---------------:--------------:----------------

hey, otağını kurmuş ölüm
kanlı gözlerini ülkeme dikmiş ölüm
git,ovaları tara
kalbinden hasta tavşanları korkut
ölüm sen değil olağan
olağanüstü de olsan
sökülüp atılırsın damar damar...

uzaklarda gözler yaşarıyor gecede
ellerim  ak bir mendil ve ulaşamıyor
ah diclem  iç çekme öyle
dağların başı ellerinin arasında duradursun
kıyında yalnayak koşan çocuklar
köpüklerinden bir şeyler öğrenmiştir elbette
elbette yarın
aşk kendi dilinden bir şeyler söyler bize
sözler varsın ağır açsın çiçeklerini
kendini doğuran hayata müdahale eder elbette
dağlarımız ağırdır acılarıyla çünkü
kahramanlıklar taşır
bak çıngırak  sesleri nasıl da baskın
bak hayat gafil avlanmış, ölüm acar
bir kehanet gibi çıkıyor bu sözler ağzımdan:
yarın çok uzak mutlaka bugün
yaşanılası aşklar uğruna hemen bugün
sözlerden uzak ve bu gün...

---------------:--------------:----------------

uzaklarda ay ışıksız gecede
dağların  kuytuluğunda kayalardan yastıklar
kuş tüyü hafifliğinde uykular için
yan yana sıralı umutlar halinde
yamaçların papatyaları olmaya birebir…

uçaklar gökyüzünde sivrisinek vızıltıları
fosforlu ateş böcekleridir, yanar söner
göğsünün çapraz fişekleriyiz ey ülkem
aşk ölüme karşı ve uzaklarda...

şafakta dağlar ışır
yollar çakal sürülerine çıkar
yollar hesaplaşmaya
aşk ölüme karşı ve yanı başımızda...

Green Blue Orange Back to Top